G-T99NNFV6J9
Çocuk ve Aile – Diğdem Kural Keskin

ÇOCUKLARIMIZDA FİZİKSEL VE PSİKOLOJİK GELİŞİM

ÇOCUKLARIMIZDA FİZİKSEL VE PSİKOLOJİK GELİŞİM
REKLAM ALANI

UZMAN YAZILARI BÖLÜM 2 : BESLENME

REKLAM ALANI

Yazımızın ikinci serisinde olmazsa olmazlardan, ne olursa en iyisi olur diye düşündüğümüz “beslenme” bu haftaki konumuz. Beslenme hem gelişim hem bağışıklık hem sağlık hem de hayat boyu edindiğimiz en önemli alışkanlık. Bunu ne kadar doğru edinirsek o kadar güçlü başlıyoruz hayata.


Annelerin en büyük yakınması hep duyduğumuz -çocuğum çok iştahsız, yemek yemiyor, ölecek açlıktan! – sözleri. Öncelikle sevgili anneler ve babalar unutmayalım ki yemek hem kültürel hem de davranışsal bir alışkanlıktır. En başta ailenizden sonrasında ise çevredeki uyaranlarla edindiğimiz bir aktivitedir.


Günümüzde uzmanların da dile getirdiği üzere özellikle 6 yaştan küçük çocukların yeme alışkanlıklarının tam oturmadığını görmekteyiz. Bu problem öğün atlama ve öğünlerin arasında abur cubur gıdalarla beslenme alışkanlığı ile olumsuz olarak etkilemektedir. Günümüzde çocuklar yemek
yerken telefon ya da tabletlerle oynamaktadır.

Ebeveynler ise yeter ki yesinler düşüncesiyle çocuğun dikkati tamamen ekrana odaklanmışken adeta ağzına tıkarcasına beslemektedir. Bu başlı başına bir problem teşkil eder. Bunun sonucundaysa; öncelikle çocuk kendi başına yemek yemeyi öğrenememektedir.

Farklı tatları ayırt dahi edememektedir. Ne yediğini, nasıl yuttuğunu dahi
anlayamamaktadır. Bunların devamında çocukta yemekle alakalı sindirim problemleri de oluşabilmektedir.

Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı image-1.png

Ve maalesef ki ileriki dönemlerde daha da artıp başlı başına bir problem halini alabilmektedir.


En önemli konulardan bir diğeri ise “hadi tabağında kalmasın, hepsi bitsin” düşüncesidir. Unutmayın ki bu söz hayatı boyunca önüne koyulan her şeyi son lokmasına kadar yiyip bitirmesine yol açabilir.


Çocuk eğitiminin her aşamasında olacağı gibi çeşitli durumlarda dahi tepkilerimizi kontrollü olarak göstermeli çok sevinçli ya da kızgınlık ifadelerimizi beslenme eğitiminde işin içine katmamalıyız.
Bunun pek çok nedeni vardır. Ama en önemlisi ileride duygularının yön vermesiyle oluşacak beslenme alışkanlığıdır.

Son zamanlarda çokça duyduğumuz “duygusal açlığın” getirdiği aşırı kilo problemleri ya da üzüntüsü kaygısı midesine vuran mide hastalarını aklımızdan çıkarmamalıyız.


Tepkilerle şundan bahsediyorum; yemeğini bitirdiğinde çok heyecanlı bir şekilde alkışlayıp “aferin sana” “hepsini bitirdin” ya da tam tersi yemediğinde “ama yazık arkandan ağlayacak” gibi duygularla
yemeğini algısal olarak tamamen birleştiren bir çocuk ileriki yaşamında da bunu sürdürecektir.


Bir diğer önemli konuya gelirsek bu da “damak tadı” dır. Bu çok önemli çünkü biz büyükler de çikolata olan masada kereviz yemek istemeyiz. Ya da bir başka anlatımla sofrada yemek yiyemediğimizde; meyve ya da süt alternatifimiz olsa hangimiz yemeyi tercih ederiz ki yazıyı sonlandırırken anlatılanları toparlamak gerekirse ortaya aslında tüm hayatımızda bize eşlik edecek en önemli alışkanlığımız çıkıyor beslenmeyle ilgili.

Beslenme yaşamımızı sürdürebilmemiz için en önemli fizyolojik ihtiyaçlardan biridir. Fizyolojik alışkanlıkların hepsi duygularla bütünleştirilerek oluşturulur.

Fizyolojik ihtiyaçların azlığı ya da fazlalığı çeşitli hastalıklara yol açabilir. Her şeyin çoğu zarar azı karar diyerek sağlıcakla kalın.

Diğdem Kural Keskin
Aile Danışmanı ve Çocuk Terapisti

Dr. Cenk Göker

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı

REKLAM ALANI
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.