ÇOCUKLARIMIZDA FİZİKSEL VE PSİKOLOJİK GELİŞİM

DÜŞME VE YARALANMA
Bir bebeğin yetişkin olabilmesi; meşakkatli bir emek ve uzun bir zaman gerektirir. Bebeklik ve
çocukluk çağlarında korunmaya, desteklenmeye muhtaç bir canlı olarak birçok risk, kaza ve
yaralanmaya maruz kalınabilir.
Bunu en küçük yaş birimine indirgeyecek olursak eğer; bu tip düşme
kaza ve yaralanmaları “travma” başlığı altında toplayabiliriz.
Büyüme çağı travmaları ise genellikle
“bebeklik” 2 yaş altı ve “çocukluk” 2 yaş üstü olarak değerlendirilebilir. Bebeklik dönemindeki
travmalar genellikle bebeğe bakım veren kişinin ilgi alanından çıkması yani o an ki dikkatsizliği sonucu
gerçekleşmektedir.
Nadiren de olsa bebeğin zarar görebileceği durumlardaki faktörler; düşme hızı,
düşülen zemin ve yüksekliği ve de vücut bölgesinde neresini çarptığı ile alakalıdır. Örneğin bebeğin en
hassas olarak düşünebileceğimiz yeri kafa bölgesinde olduğu için burada oluşacak hasar dikkatlice
değerlendirilmelidir.
Kafa travması sonrasında bebeğin her zamanki aktivitelerine geri dönüp
dönmediği çok önemli bir noktadır. Bebek huzursuz ya da normalden farklı olarak uykulu olursa ya da
bu yaralanmanın ardından kusma gibi davranışlar gösterirse, darbe alan bölgede kızarıklık, şişlik gibi
durumlar belirirse hiç zaman kaybetmeden bir sağlık birimine gidilmesi gerekmektedir.
Genel bir kural olmasa da düşmeye bağlı yaralanmalarda yükseklik ölçütü olarak 1 metre
değerlendirilebilir.
Bazı ailelerde düşme durumundaki panik onları hemen harekete geçirmekte ve bu saymış olduğumuz
kriterleri göz ardı etmektedir. Ailede yaşanan her ruh hali çocuğa olduğu gibi yansımaktadır.
Çocuk ebeveynlerinin davranışlarından bir şeyler öğrenmekte ileride oluşacak karakterinde ve edineceği
davranış örüntülerinde anne babasının tepkilerini aynalama yaparak kişilik yapısını oluşturmaktadır.
İşte burada gereksiz yaşanan panik halinden çocuğun korkuları oluşabilir. Bebeklerin iletişim dili
konuşmaktan önce tepkisel olarak ağlamadır ve unutulmamalıdır ki bebekler her ağladıklarında
sadece acısını anlatmaz iletişim de kurmak isteyebilirler.
2 yaş sonrası çocukluk çağında ise durum biraz farklıdır. Dünyayı keşfetmek ve kendini
gerçekleştirmek isteyen çocuklar genellikle merak ettikleri için farklı oyunlar ya da hareketler
geliştirerek yaralanabilirler.
Dünyaya açılan bir çocuğun gözünün önünde oyun parkları, bisikletler gibi
düşmeye müsait birçok faktör vardır ve hiçbir çocuk buradaki tehlikeleri düşmeden, yara almadan
öğrenemez.
Ağır hasarları içeren travmaların bu dönemlerde yaşanması olasıdır. Bir çoğumuzda bu
dönemlerden kalma yanık ya da dikiş izi görülebilmektedir. Bu tip kazalarla karşılaşan aileler panikten
uzak durarak gerekeni yapmalıdırlar.
Bu kazaların yaşanmaması için alınacak önlemler çok önemlidir. Bisiklet için kasklar, trafik için
emniyet kemeri ve benzeri birçok önlem gibi günlük hayatımızda kural haline getirebileceğimiz
davranışlar oldukça değerlidir.
Yaşanılan bir kaza, çarpma, düşme gibi durumlarda dikkat edilmesi gerekenler; baş ağrısı, kusma,
bilinç bulanıklığı gibi durumlardır. Kafa travmasında ilk 24 saat çok önemlidir. Bu süre içinde çocuğun
takip edilmesi oldukça hayati bir önem taşır.
Yürümeye yeni başlayan, hatta koşmayı keşfeden çocuklar çok sık düşebilirler. Bu düşme
davranışlarının olması 4 yaşına kadar çok normaldir. Ebeveynler çocuklarının düşmesini, canlarının
acımasını istemezler fakat düşmek denge gelişiminde çok önemlidir. Çocuğun yürümesinin gelişmesi
düşmeyi öğrenmesiyle mümkündür.
Sevgiyle ve Sağlıkla kalın…
Diğdem Kural Keskin
Aile Danışmanı ve Çocuk Terapisti
Dr. Cenk Göker
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı
Henüz yorum yapılmamış.