HAYATIN KARMALARI 1 (SEANS 5)

Gerçek bir güç hikayesiydi. Son anlatılan korkuyu yenme hikayesi. Korku tek bir isim altında toplanmış binlerce farklı düşünce, çekince, fısıltı, gölge, belki bir kahkaha ya da gözyaşlarında ıslanmış sarılmaktan şekli kaçmış bir yastık. Ama tek bir yerde yani bilincimizde, kafamızın içinde. Biz korkuya orada kal gitme “seni nasıl daha rahat ettiririz? -ayaklarını da şöyle uzat… çay ister misin?” dediğimiz müddetçe korku daha da yerleşmeye devam ediyor. Bizimle bağları daha da güçleniyor. Artık bu misafir söz hakkı verilmeden muhabbetlere karışmaya, tam uyurken kapıyı bile tıklatmadan pat diye odalara dalmaya başlıyor. En güzel hayallerimize bile karışıyor, işlerimize engel oluyor.

Korkusunu büyütmüş çocukların ders başarısı düşüyor çünkü ödev yaparken korkuları aklına geliyor, ders dinlerken adapte olmakta zorluk çekiyorlar, geceleri de uykusuz kalıyorlar ki bu çok önemli etkenlerden. Korkuları yüzünden uykusu kaçan bir çocuk yalnız yatmak istemiyor. Gece olunca genelde korku karanlığa eşlik ediyor. Çocuk karanlıktan korkuyor ışığı açmaksa çözüm değil çünkü gözlerini kapatınca yine karanlık oluyor. Bu sefer ne kadar uykusuzluktan yorgun düşse de gözlerini kapatmak işine gelmiyor. Gözlerini kapatınca göremeyince korku ona her yerden saldıracakmış gibi geliyor. Sağdan soldan yukarıdan her yerden. Canı acır mı acı duyar mı bilmiyor, bu bilinmezliklerde korkuyu büyütüyor. Kafasının bir yerinde hep bunlar var, bir de oradan buradan duyup ta ekledikleri.

Okulda arkadaşlarının anlattıkları, ya da kuzenleriyle izledikleri videolar. Burada bilinmeyen görülmeyen bir şey var. Sadece hissedilen. Herkesin kendince hissettiği. Ne kadar hissederse o kadar büyütebildiği. Sadece hayal ürünü mü bunlar? Bence değil. Bunlar bir sürü şeyin toplamı; acının, hastalıkların, üzüntülerin en kötü halinin içinde hissettikleri belki.

Var olma şeklinde ziyade şimdiki konumu, hükmedişi ve verdiği rahatsızlık burada aşılması gereken konu.

Çoğu psikolojik rahatsızlığın altında yatan neden de aslında “ya kötü bir şey olursa” kaygısı. Küçükken korkularla başlayan, o korkunun zihinlere hükmetmesi ve daha da güçlenmesiyle birçok alana yayılan takıntılı düşünceler. Bu “ya kötü bir şey olursa” düşüncesi “ya olmazsa, beceremezsem düşüncesini getiriyor beraberinde. İnsanlar hep bir şeylerin sonucunun olumsuz olacağından korkuyor. Birbirini seven insanlar “ya ilişkimiz biterse ayrılırsak” diye korkuyorlar. Gelecekteki son insanları korkutan bir bakıma. Korkuların altında yatan gerçek nedense “ölüm korkusu”.

Ölüm yaşamın içindeki en nihai son. Yanılması kaçınılmaz bir gerçek. Her ne kadar bu şekilde söylemesi biraz tuhaf gelse de ve bilinmediği için korkuyla bağdaştırılıyor çoğunlukla. Bizler yaşadıkça güzel ve çirkin, iyi ve kötü hep bir arada olmak zorunda.  Yaşam bir karmanın dengesinden oluşuyor. Tek düzelik anlamsız olurdu. Bizler yaşamın içindeyiz, şu an hayattayız ve gelecek için kaygılarımız sadece bizi mutsuz eder. Çünkü bizler büyük düzene enerjimizle eşlik edersek uyum sağlayabiliriz ancak. Uyum hayat akışımıza yön verir. Yönümüzü bulduğumuzda da kendimizi buluruz.

Sevgiyle kalın…

Diğdem Kural Keskin

Aile Danışmanı, Çocuk Terapisti, WISC-R Zekâ Testi Uygulayıcısı

 Instagram: çocuk_aile

Facebook: Çocuk ve Aile (@digdemkuralkeskin)

www.cocukveaile.com

İletişim numarası: 0534 6667666

keskindigdem@hotmail.com