ÇOCUKLARIMIZI ARKA ALMALI MIYIZ? DESTEK SINIRI NE OLMALI (YAŞAMIN KURALI; DÜŞTÜĞÜNDE KALKARSAN GÜÇLENİRSİN)

Hayatın döngüsü içinde her birimiz kendi yaşantımızın kahramanıyız.
Aynı toplumda hatta aynı aile içinde; hepimizin yaşantısı, inanışları, var oluş sebepleri, üzüntüleri, mutlulukları apayrı…
Şimdi bir aile düşünün; yeni evliler, birbirlerini çok seviyorlar. Bu sevgilerinin bir meyvesi olsun istiyorlar. Ne de olsa neslini devam ettirmek içgüdüsel bir davranış, yani gereksinim. Kadın hamile olduğunu öğreniyor, etekleri zil çala çala kocasına haber veriyor. Bir heyecan, bir mutluluk, kutlamalar, ufak tefek zorlukları falan derken zaman işlemeye devam ediyor. Hayaller kuruluyor bu aşk meyvesi üzerine, minicik kıyafetler alınıyor, odası özenle yerleştiriliyor. Derken; bu güzel minik anne ve babasına kavuşuyor. Tabi ki üzerine titreniyor, anne gözü gibi sakınıyor bu güzel meyvelerini. Tertemiz evlerde hijyen ortamlarda kurallara uygun, saygılı ama kendini koruyabilen bir çocuk yetiştirmek için aile çabalamaya başlıyor. Annenin arkadaşlarıyla genel sohbetleri; çocuğu ve de kendinden çok çok ödün vererek ballandırarak anlattığı davranışları oluyor. Tüm imkanlarını zorlayarak gittiği özel okul, arkasından aldığı eğitimler, spor kursları (sonrasında ya yeteneği varsa da belki bu konuda herkesin önüne geçer de ün yapar çocuğumuz çabaları). Diğer diğer kurslar başlayıp bıraktığı, deneyip sıkıldığı…
Zaman geçiyor bu güzel meyve büyümeye devam ediyor.
Parkta düşmemesi öğütleniyor, pis ellerini ağzına götürmemesi, fazla terleyip hasta olabilme ihtimaline karşın fazla koşmaması tekrarlanıyor boyuna. Hayvanları elleme yoksa hastalanırsın. Sakın yabancılarla falan da konuşma diye öğütleniyor. Okulda hep başarılı olması isteniyor, başarısının tanımının yüksek not almak olduğu öğretiliyor. Anlatılıyor arada kızılıp bağırılıyor, sen sus karışma deniliyor denmesine de ertesi gün aynı tepki verilmiyor. Fikri soruluyor, “sence ne” deniyor denmesine de karışmamalıyım düşüncesiyle sesini çıkartamıyor. Bazen çıkartmak istiyor o zaman da aklı karışıyor. Büyüklere bazen akıl sır erdiremiyor, kendisine öğütlenen kuralları asıl büyüklerin bozduğunu fark ediyor. Baba annesine vuruyor arada, anneyse öfkeyle söylenmesinin sonunu getiremiyor.
Zaman işlemeye devam ediyor… Ailesine ona arkadaş üyeler de katılıyor. Meyve büyümeye devam etse de çocukluğunun rengi değişiyor, o kadar dikkat edilen üzerine titrenen meyveye eskisi kadar zaman ayıramıyor aile. Artık zamanları bölünüyor, çünkü o tek değil. Hatta bölünmüyor, tamamen elinden alınıyor. Oyunlarını yalnız oynamak zorunda, ortalığı çok da dağıtamaz o zaman anne kızıyor hemen, üzüldüğünü ağlayarak belli etse baba da fena kızıyor, bağırıyor hatta. Evde yaptığı, yapmadığı her şeye kızılıyor. Aklı karışıyor tabi ki ama ne yapsın. Daha önce birisi canını acıtır diye annesinin koruduğu, ayağı takılıp düştüğünde ben şimdi ona kızarım diyerek halılara vuran babasının yerinde yeller esiyor. Hiç ses çıkartamadığı hatta istemese de her şeyini paylaşmak zorunda kaldığı birileri var etrafında. Oyuncaklarını paylaşmak, en sevdiği kazağını vermek zorunda olduğu, hatta annesinin kucağını dolduran birileri. Üstelik dağdan gelip bağdakini kovan, bu kadar şeye bir de kötü olan üçkağıtçı birileri. Okuldan şikayetler artmaya başlıyor, sırayla tüm öğretmenler olumsuz olan görüşlerini bildiriyor; “aklı beş karış havada, kendi sınıfta ama hayalinde kim bilir nerelerde” diye. Anne öğüt veriyor, baba üstüne üstlük bir de kızıyor hatta ceza olarak da bir şeylerini alıyorlar, çok iyi olmazsa bir daha vermeyeceklerini söylerek… yok bu iş olmuyor. En iyisi bu işin uzmanı diyerek çalıyorlar bir çocuk terapistinin kapısını.
İşte hikâye bundan sonra şekillenmeye başlıyor. Yaklaşık aynı senaryo farklı farklı versiyonlarda çıkıyor ortaya…
Eminim bunlar hepimize tanıdık geldi bir şekilde. Ya yaşantımızdan ya yaşattıklarımızdan ya da bir yakınımızdan…
İşte sevgili okuyucularım yazı dizim burada başlıyor işte. Haftaya buradan devam. Sırayla neler olabilir hep birlikte devamında göreceğiz. Pek yakında görüşmek üzere…
Sevgiyle kalın…
Diğdem Kural Keskin
Aile Danışmanı, Çocuk Terapisti, WISC-R Zekâ Testi Uygulayıcısı
Instagram: çocuk_aile
Facebook: Çocuk ve Aile (@digdemkuralkeskin)
İletişim numarası: 0534 6667666
Henüz yorum yapılmamış.