MUTLULUK

Mutluluk her insana göre değişiklik gösteren bir kavramdır. İnsanın hissettiği bu farklılıklar aslında mutluluğun belirtileridir. Gerçekte mutluluk hayata nereden bakıldığıyla alakalıdır.
Mutluluk bazen manevi bir hazdır. Hayata pozitif bakmak mutluluğu hissetmenin en kolay yoludur.
Mutlu bir güne başlarken;
- Güne gözlerimizi ilk açtığımızda o günün hayatımızın en güzel günü olduğuna inanmalıyız.
- Ayna bize bizi yansıtır… kocaman gülümsersek karşılığını alırız…
- Şu anın değerini bilerek; bugün harika bir günün harika bir gün olduğu düşüncesiyle bütünleşmeliyiz.
- Yapılacak mutlu işler listesini ertelememeliyiz.
- İçimizde mırıldandığımız bizi hayata motive eden bir melodimiz olmalı…
- Olumsuz düşüncelerden kurtulmak; olumsuz konuşmalardan uzak durmaktan ve olumlu insanlarla birlikte olmaktan geçer.
- Çalışırken dinlenmeyi, eğlenirken sorumlulukları düşünmemek en doğrusu… An’ın tadını her an çıkarmalıyız.
- En zor zamanlarımızda bile, inancımızı korumak yani umudumuzdan vazgeçmemek mutluluğun anahtarıdır diyebiliriz.
Kendi kendimize soralım… Mutluluk başarının bir göstergesi mi?
- Cevap ne olursa olsun ne mutluluk başarının ne de başarı mutluluğun bir göstergesi değil…Olamaz…
Mutluluğun arttırıcı faktörleri tabi ki var. Olmazsa olmazları var. Doğru orantılı etkenleri var. Ters orantılıları da var.
Başarı için neye ihtiyacımız olduğuna bakarsak; çalışmak, şans, diploma diyebiliriz en başta…
Mutluluk içinse sadece içsel yolculuğumuzda hissettiklerimiz diyebiliriz. Başarı ve mutluluğa bu şekilde bakarsak biri içte biri dışta gibi… Ama insanlar bireye baktıklarında bütün olarak algılama eğiliminde oldukları için genel görünüm altında isimlendirme yaparlar.
İnsanlar mutluluğun şartlara bağlı olduğunu sanır ve bu şartlara her gün yenilerini eklerler. Şartlar; maddi-manevi, fiziki gibi farklılıklar gösterebilirler… Ne olduğunun da bir önemi yoktur zaten. Mutluğa şart koşarız, öncesini oluştururuz ya da bizler öyle umarız öyle düşünürüz. Anlık sevinçle alınan hazlar ve mutluluk birbirine asla karıştırılmamalıdır.
- Mutluluk ve içimizdeki sevgi bağlantılıdır. Hayatta hiçbir sevgi şarta bağlı değildir. Eğer sevmek için şart varsa o sevgi değildir. Sevgi ihtiyaç dahilinde içten gelir. Mutluluk ise sevginin sıcaklığını hissetmekten geçer. İçsel mutluluk, yaşanan tüm olumsuzluklardan bağımsız hissetmeyi gerektirir.
- Herkes sözde bir mutluluk arayışının içinde… Ama hiç kimse bunun tanımlamasını yapamıyor. Herkes sanıyor ki çok paraya sahip olunca, yüksek bir kariyere ulaşınca, ün-şan-şöhret içinde olunca, kocaman bahçeli bir evimiz olunca, son model spor bir arabaya sahip olunca, harika bir fiziğe sahip olunca çok mutlu olacağız… Bunlar başta hayaller… ulaşılmazlar… ulaşılınca ise herkese tepeden baktıran nedenler.
- Eksiklik duygusu nereden çıkıyor peki? Bunlar yetmeyip dahası olunca hep bir yarım kalıyor hayatlar… Herkes bir yarış içinde… Çocuklar gibi oynamaya, yüksek sesle kahkaha atmaya ne vaktimiz ne de mecalimiz yok ki bizim.
- Mutluluk birçok şeyken, mutsuzluk deyince en çok şu ortak fikir çıkıyor karşımıza; biz buna “yokluk” ya da “yoksunluk” diyoruz.
Yokken mutsuz, varken mutlu oluyoruz. Varken mutlu olan biz hep mutlu olmak için hep ediniyoruz.
Mutlu olabilmek için hep elde ediyoruz. Sahip olunca da sıradan oluyor ulaştıklarımız bir anda… hayali kurulan şey maddeleşiyor bir anlamda.
Sahip olunanlar mutlu etmeyi sürdürse iyi ki diyebilsek ve değerini bilebilsek bu olağan durumdan en faydalı çıkan yine biz oluruz.
Bir sonraki yazımda yine mutlulukla devam edip mutlu aile nasıl olunur, mutlu aile nasıl kurulur ona değineceğiz.
Sevgilerimle…
Diğdem Kural Keskin
Aile Danışmanı, Çocuk Terapisti, WISC-R Zeka Testi Uygulayıcısı
Instagram: çocuk_aile
Facebook: Çocuk ve Aile (@digdemkuralkeskin)
İletişim numarası: 0534 6667666
Henüz yorum yapılmamış.