KORKU

Konu korku olunca anlatacak ne kadar çok şeyim var. Eminim hepimizin öyle. Korkularımız olmazsa yaşamda hep bir şey eksik kalır gibi geliyor, ama abartmamak kaydıyla. Korku ya da kaygı aynı şey midir öncelikle onu anlayalım. Daha çok kaygı “ya olmazsa”nın sınır halidir. Kaygılar her yere sıçradığında ve zamanınızı bir hayli almaya başladığında işte o zaman sorunlar baş gösterir. Korkuysa belki uzaktan akrabasıdır kaygının ama farklı bir karakterdir başlı başına. Elbet boyutu, rengi, derinliği hissedilişi farklıdır ama çoğu rahatsız eder, hatta hayattan bezdirir bir çoğumuzu.
Karşıdan karşıya geçerken tabi ki sağımıza solumuza bakarız, bunun için ağır ölüm korkusu taşımamıza gerek yok. Hayatın risklerinin farkında olmak için çeşitli korkular duymaya da neden olmadığı gibi. “Korkak” demişken, kimdir bu korkak. İşte adı üstünde korkularından daha minik olandır bence. Kişi korkuları gözünde o kadar büyütmüştür ki zanneder ki korkusu adım atsa kendisi ayağının altında ezilir korkusunun. Farkında değildir aslında kendisi besleyip büyütmüştür korkusunu hem o kadar büyütmüştür ki gözünde, artık ileriye baktığında illa bir tarafa korku da yerleşmektedir her şeyden önce. Tüm hayatına bulaşmıştır bir parça. Yerde yalın ayak yürüdüğünde o yapışıklık her yerde hissedilir, bir kere bulaşmıştır ya kaynağı belli aslında tüm korkuların. “Osho” nun deyimiyle bütün korkuların nedeni ölüm korkusudur. Ölmekten korkmak yani bilinmeyenden korkmanın gerçek anlamı buradaki bilemediklerimiz. “Bilmemek korkmayı mı gerektirir hayatta?” bu yüzden mi yabani hayvanlar insanlardan hep korkarlar ve kaçarlar yoksa akıllarında insanların bazıları kötü ortada hiç sebep yokken kötülük yapma ihtimalleri de var demeleri mi yoksa.
Hiç bilmediğimiz yemeği yemeyiz mesela, ya da sevmediğimiz bir şeyi bazen hiç tatmamışızdır bile. Biri demiştir ki “ay çok kötü hiç sevmem” kötü kalmıştır aklımızda bu yüzden sevmeyiz.
Korku öğretilebilir bir davranıştır özellikle çocuklarda. Tarihte yapılan birçok deney (derslerde gördüğümüz küçük Albert deneyi örneği) bize bunu gösterir. Korku davranışının çocuklara öğretilebildiğini hayvan sevgisi yazımda belirtmiştim. Birçok çocuk ebeveynlerinden etkilendiği için hayvanlardan korkarlar.
Korkmak; uzak kalmak, tedirgin olmak, bir şeye tutsak hissetmektir. Eğer bu duygulardan rahatsız olup da kurtulmayı istersek işin yarısını başardık demektir. Çünkü bir şeyi fark etmek ve yoluna sokmayı istemek bile atacağımız çok önemli bir adımdır. Bu biraz zaman alsa da başarıya ulaşmak en güzel yanı olacaktır. Yüksekten korkan birine gidip de parkta dönme dolaba binerek başlayalım demek elbette doğru olmayacaktır ama başarmayı istemek ve mantığımıza bunu anlatmak problemi çözümlemenin en önemli ve ilk adımıdır.
Hayatımızı olumsuz etkileyen çoğu korkumuzdan sıyrılıp yaşamla daha bütün hissetmek korkularımızı geride bırakmanın ilk zaferi olsun.
Sevgiyle kalın…
Diğdem Kural Keskin
Aile Danışmanı, Çocuk Terapisti, WISC-R Zekâ Testi Uygulayıcısı
Instagram: çocuk_aile
Facebook: Çocuk ve Aile (@digdemkuralkeskin)
İletişim numarası: 0534 6667666
Henüz yorum yapılmamış.