KENDİNİ GERÇEKLEŞTİRMEK, MUTLULUĞA ERİŞMEK

Herkesin hayatında fizyolojik gereksinimleri olan yaşamsal standartları vardır. Acıkınca yemek yemesi, yorulduğunda dinlenmesi gibi. Standart dedim ama bunun kişiye göre farklılıkları vardır. Bazıları çok üstten yaşar hayatı. En iyisi olsun ister. En kalitelisine sahip olmak, daha eskimeden hemen yenilemek ister ihtiyaç malzemelerini. Maddesellik önemlidir bu kişiler için. Bazıları ise minimaldir, en azla yetinir, gereksinimi kadar alır, ziyan etmektense değerlendirir. Küçük şeyler yeterlidir onları mutlu etmek için.
Genel olarak tüm insanlar için en öncelikli gereksinimlerden başladım. Daha doğrusu Maslow’un (Abraham Maslow: Amerikalı Psikoloji Profesörü // Hümanist Psikoloji) ihtiyaçlar piramidi bana bunun için fikir verdi. İhtiyaçlar piramidinde ilk basamakta sorun olmazsa bir yukarı çıkılıyor böylece basamak atlanıldıkça en üst seviyeye erişiliyor. (Bu hissiyat kim bir milyon ister deki son soru hissiyatı yaratıyor olmalı.) Fizyolojik gereksinimlerden sonra iş hayatı, aile, sosyal çevre, arkadaşlık daha sonra başarı ve en üst seviyeye ulaşınca “kendini gerçekleştirme” geliyor. Bu sağlıklı bir insanda yaşamsal uğraşlarının sonucunda elde edeceği son nokta olarak tanımlanıyor. En mutlu hissettiren basamak yani diğer ihtiyaçlarına doyum sağlayan kişi kendini iyi hissederek tüm potansiyellerini kullanacak ve “gerçek kendisi olacak-ne olabilirse en iyisi olabilecektir”.
Biz bu tanımları yaparken “sağlıklı insan” deyimini kullandık. Psikolojik açıdan sağlığın kesin çizgileri yoktur. Her insan bir diğerine göre değişiklik gösterir. Ruh sağlığında önemli kabul edilen birkaç başlık şunlardır; kişi eleştiriye açıktır. İyisiyle, kötüsüyle kendini kabul edip geliştirmek için hazırdır. Eleştiriye açıktır ama başkalarını çok fazla eleştirmez. Çünkü başkalarıyla rekabet hissi öne çıkma duygusu yaratır. Bu duygu sürekli olduğunda kişi yorulur, mutsuz olur. Amaç kişinin mutlu olmasıdır zaten. Mutlu olan kişi her şeyi sevebilir, kucak açabilir, kocaman gülüşleri, sımsıcak bir sarılışı olandır. Etrafına pozitif enerji verir, en çok çocuklarla oynamayı sever. Neden çocuklar diyorum çünkü çocuklar umuttur, başlangıçtır. Çocukların güzel hayalleri ve bitmek bilmeyen enerjileri vardır. Düşünsenize bunlar yeni, kocaman, harika bir dünya oluşturmak için vazgeçilmezlerimizdir. Belki de çocuklara inanmak ve onlarla zaman geçirmek hayaller ülkesinin gerçek kapısını bize açabilir.
Peki psikolojik olarak sağlıklı kişinin sorunları olabilir mi? Tabi ki bu bizim bakış açımızla, hayata nereden baktığımız ile ilgili. Bizim sorunlarımız olduğu gibi, çevremizdekilerin de sorunları olabilir, bunlar çok büyük sorunlar da olabilir, küçük sorunlar da. Normal gidişatı yavaşlatan ya da bizi düşündüren şeyleri bizler sorun haline getirebiliriz ya da önemsemeyebiliriz. Bu tamamen nasıl değerlendirdiğimizle alakalıdır.
Algılarımız yaşantımızla doğru orantılıdır. Algılar her zaman görmek istediklerimizdir. Ne kadar geniş olursa yaşamsal alternatiflerimiz o kadar çok olur ve sınırlarımız genişler. Sınırları içinde sıkışıp kalamayan kişi kendisiyle barışıktır. İç sesini dinler, kendi gücünün farkına varır. Kendi ayaklarının üzerinde durabilir. Bilir ki her son, en güzel yeni başlangıcı içinde saklar. Bu yüzden zorluklar, sonlar onun canını acıtmaz. En zorlu yollarda, ayakta duracak hali yokken hayatta kalacak nedenler bulur.
Sebepsiz sevmektir mutluluk,
Nedeni olmadan uçmaktır gökyüzünde,
Bulutlarda maviliktir denizlerin yansıttığı,
Tüm tuzunu hissetmektir en mavisinden Akdeniz’in.
Mutluluk nedir gerçekten?
Kahkaha mı atmalı,
Yoksa saatlerce sallanmalı mı salıncakta çocuklar gibi?
Bir pastayı sınırsız yemek mi yoksa?
İçinden gelen;
Ya da elinden geldiği gibi
Bir tuvalde karıştırmaktır belki de tüm renkleri.
Sevgiyle kalın…
Diğdem Kural Keskin
Aile Danışmanı, Çocuk Terapisti, WISC-R Zekâ Testi Uygulayıcısı
Instagram: çocuk_aile
Facebook: Çocuk ve Aile (@digdemkuralkeskin)
İletişim numarası: 0534 6667666
Henüz yorum yapılmamış.