G-T99NNFV6J9
Çocuk ve Aile – Diğdem Kural Keskin

KENDİ SINIRLARINI AŞARSAN DÜNYAYI KUCAKLAYABİLİRSİN

12.12.2020
252
KENDİ SINIRLARINI AŞARSAN DÜNYAYI KUCAKLAYABİLİRSİN
REKLAM ALANI

Kendimiz yani tüm benliğimiz hissettiklerimizden ibaret. Bazen içimize kapanıyoruz, düşüncelere dalıyoruz. Pek iyi hissetmeye biliyoruz. Ama bazen de güneşten daha parlak hissediyoruz. Hepimiz insanız, hepimiz nefes alıyor, düşünüyor, hissediyoruz. Bazen yaşadığımız olumsuzluklar üst üste geliyor ve bunun altında eziliyoruz. Koşmamız gerektiğinde tökezleyip düşüyor, tekrar kalkıp koşmaya devam ediyoruz. Hayat bundan ibaret. Her zaman bir telaşe her zaman heyecanlardan ibaret. Bazı şeyler bitiyor yerine yenileri filizleniyor. Yaşadığımız her şey bizde tecrübe olarak kalıyor.

Çoğu kimseden duymuşsunuzdur “Ah çocukluğuma dönebilsem” diye. Şöyle bir geçmişe gidip iyice düşünün, bir çoğumuz çocukken bir an önce büyümek isterdik, yaşımızı büyütürdük hatta sorduklarında. Ve hatta ne olmak istediğimizi sorduklarında Öğretmen ya da Doktor yanıtını verirdik. Sanki gerçekten anlamlarını çok biliyormuşuz gibi. O zaman biri bize deseydi ki –“Demek Öğretmen olmak istiyorsun yani şu anda olduğu gibi her gün okula gidip geleceksin hatta tatillerde dahi çalışacaksın senin tatilin olmayacak!!”. Eminin hiçbir çocuk Öğretmenliğe bu yönden bakmamıştır. Öğretmenlik çok kutsal bir meslek çünkü çocukları eğitmek toplumu eğitmek demektir. Toplum ise bir ülkeyi ayakta tutan en önemli yapıdır. Öğretmenler olmasaydı, bizler de olmazdık ya da en azından burada olmazdık. (Ve bence evet “İnsanlığı okumak kurtaracak…”)

Öğretmenlik kutsal mesleğinin birtakım zorlukları bunlar tabi ki, fedakarlıkla yapılabilir. Ama bunu biz şu an söylüyoruz. Hiçbir çocuk düşünemez bunu. Hiçbir çocuk çok adım sonraki ileriyi kendi kafasında oluşturup şimdiki hayatıyla bütün yapamaz demek istediğim.

REKLAM ALANI

Bizler büyükler, anne babalar, çocuklarımızı yetiştirirken lütfen sabırlı, açıklayıcı ve sakin olalım. Anlatmak kadar onların yüzüne bakarak can kulağıyla dinleyen bir dinleyici olmak ta çok önemli. Çocuklar çoğu zaman empati yapamazlar. Bizlerin o an ki sıkıntımızı, ağrımızı ya da bunalmış lığımızı anlayamazlar. Kendilerine göre davranmaya devam edebilirler. Biz büyükler nasılsak çocuklarımızın da her birinin algı alanı, anlama düzeyleri, başarıları hatta korkuları dahi farklıdır. Bir çocuğun hissettiği kaygı diğerine gülünç gelebilir. Bir çocuğun ürktüğü bir şeyden diğeri heyecan duyabilir. Heyecan duyan çocuk bu her neyse tekrarlayabilir. Bu bir korku filmi, lunaparkta hızla dönen bir oyuncak kendince bir yerlerden atlama gibi şeyler olabilir. Bir korku filmi izlediğinde çocuk ondan heyecan duyduysa ve bu heyecan hoşuna gittiyse bunu tekrarlayacaktır. Fakat korku duyan çocuk daha önce tanışmamış ya da içindeki ürkekliği anlamlandıramamış dahi olsa bu aklında yer edecektir. Korku yönünde algıları açık olan ve her şeyi korkunç olarak yorumlayan bir çocuk ise bir zaman sonra tüm dünyasını bu ögelere göre düzenler. Korktuğu, çekindiği ne varsa baktığı her yerde ilk onları görür ve böylece üzerine daha da katar. Kartopu gibi büyütür korkusunu. Büyüdükçe daha da tehlikeli hale gelen korkuları bir an evvel kafasında çözümleyemez ise özgüveni yerle bir olur. O yüzden biz büyükler ne kadar rahat ve açıklayıcı olursak çocuklarımızı o denli sarabiliriz. Onlar bizim elektriğimizi alırlar. Devamını sağlarlar hatta. Kendi sorunlarını aşan, onlarla başa çıkabilmeyi bilen ebeveynler çocuklarına örnek teşkil ederler. Sarılmanın anlamı da budur. Sevgimizin uzantısı çocuklarımızla bir olmak demektir.     

Sevgiyle kalın…

Diğdem Kural Keskin

Aile Danışmanı, Çocuk Terapisti, WISC-R Zekâ Testi Uygulayıcısı

 Instagram: çocuk_aile

Facebook: Çocuk ve Aile (@digdemkuralkeskin)

www.cocukveaile.com

İletişim numarası: 0534 6667666

keskindigdem@hotmail.com

Etiketler:

REKLAM ALANI
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.