DÜŞÜNCE & İYİMSERLİĞE DÜŞÜNCE

Yaşamda hep iyimser olmak elimizde aslında. Hayata çoğunlukla ışıklı taraftan baksak, koyu gölgeler rahatsız etmese bizi daha güzel olmaz mıydı yaşam? Yaşadıklarımız biraz da algıladıklarımızla alakalı. Bu şu demektir ki; karşımızdaki insanda olumsuz tarafı aradığımızda onu buluruz. Yaşamın değişmez denklemi budur, neyi hak ettiğimizi düşünürsek onu yaşarız, ne hissediyorsak o bizim düşüncelerimizi de oluşturur; düşündüklerimiz ise gördüklerimiz ve hayatımızı… Düşüncelerimizle gördüklerimizi farklı algılayabiliriz yani biz buna “algıda seçicilik” diyoruz. En güzel gerçeğe gelecek olursak düşünceler değiştiğinde kötü olan ne varsa güzelleşirse eğer, hayatımız da güzelleşecektir. Hayatın yalın gerçeğinin en güzel sonucu budur bence.

Düşünceler yaşamı kontrol altında tutar, olumlu düşünceler güzel sonuçlara yol açar. Olumsuz düşünceler ise sıkıntı yaratır. Bunlar evrenseldir. Japonların hastalık zihinden ileri gelir diye bir inanışları var. Düşünürsek neden olmasın ki diyoruz, ya da tam tersi bir durum da mümkün. Düşüncelerimiz bizler hastayken bizleri daha da çabuk iyileştirebilir, daha dirayetli ve daha güçlü olmamızı sağlayabilir.

Hayata karşı coşku dolu bir yaklaşım; olumlu ve ılımlı düşüncelerdir. Mutluluk kapısını açan ulaşılan sonuçlar değil, istenilene, düşünülene, hayal edilene ulaşmak için yürüttüğümüz süreçtir.

Şimdi de size farklı bir deneyden bahsedeceğim. Harward Üniversitesinden Ellen Langer “düşünceyle hayatınızı değiştirebilir misiniz?” konu başlıklı bir deney yapmış. Deney şöyle; Langer 7 otel ile anlaşmış ve bu otelde çalışan görevlileri iki kısma ayırmış. Gruplardan bir tanesine demiş ki” sizin yaptığınız işler aslında egzersiz. Siz bunları spor olarak görüp uygulayın”. Burada görevlilerin bakış açısı değişmiş. İkinci gruba ise bir şey söylememiş, görevliler görevine devam etmiş bu grupta, her şey aynı kalmış. Süre 4 hafta ve süre sona erdiğinde birinci gruba bakılıyor ki; görevliler sporunu yapmış, vücutlarındaki kas oranı artmış, yağ yakılmış. Ayrıca kolesterol oranları da düşmüş. Diğer grupta ise aynı aktiflik derecesine sahip olmalarına rağmen her şey 4 hafta öncesiyle aynıymış, hiçbir şey değişmemiş. Şimdi buradaki durumla alakalı yorum yapacak olursak; iki grup içinde fiziksel eylemler tamamen aynıydı. Fakat düşünce yapılarında bir değişiklik yaratıldı. Düşünceler değişince de gerçeklik değişti.

Düşüncelerimizin değişimi gözle görülen fiziksel değişime de neden oluyor. Bu sebeple düşündüklerimiz, sonucunda yaşadıklarımız hayatımızı oluşturan başlıca etmendir.

Özet olarak da;

Şöyle söylemişti Simyacı” bir şeyi çok istersen bütün evren onu gerçekleştirmek için iş birliği yapar” (Paulo Coelho).    

Sevgiyle kalın…

Diğdem Kural Keskin

Aile Danışmanı, Çocuk Terapisti, WISC-R Zekâ Testi Uygulayıcısı

 Instagram: çocuk_aile

Facebook: Çocuk ve Aile (@digdemkuralkeskin)

www.cocukveaile.com

İletişim numarası: 0534 6667666

keskindigdem@hotmail.com